Mevsimin bahara yanlamasıyla piyasaya düşen erik meyvesi, tüm kış meyvelerini hiçe sayarak kasım kasım erik bekleyen biz eriksevicileri tatmin etmiyor, bilakis başımızı arşa değdiriyor.
Sulu sulu, kütür kütür erik. Tuzla servis ediniz.
Eriğin gönüllerde bu denli sağlam yer alışının tarihi, aslında ta Roma İmparatorluğu dönemine dayanıyor. Sezar, hepimizin tahmin edebileceği gibi, kış meyvelerini değil bahar ve yaz meyvelerini seven bir hükümdarmış. Toprağa ilk cemrenin düşmesiyle imparatorlukta bir bayram havası eser, Sezar'ın tüm dalkavukları bahçelerinden topladığı erikleri topukları kıçlarına vura vura, koşarak Sezar'a getirirlermiş. Gün ışığında her şey böyle kütür kütür ilerlerken, aslında imparatora karşı entrikalar çevrilmekteymiş.
Sezar önündeki çay tabağına tuzunu dökermiş, eriklerini bu tuza bandıra bandıra zevkle şevkle yermiş. İmparatorun bu zaafını bilen hainler tuzun yerine arsenik koymuşlar. Sezar eriğini bu arseniğe bandırmış ve küt diye mideye indirmiş. Sezar'ın ağzının içine bakan hainler, adama bir şey olmadığını görünce çılgına dönmüşler. Ulema sınıfı, goygoycular ve ihtiyar heyeti bir araya gelmişler ve Sezar'ı nasıl öldürecekleri hakkında bir plan yapmaya çalışmışlar. Sezar'ın kapı gibi bir adam olduğu, o yüzden onu kalbinden vurmak gerektiği sonucuna ulaşmışlar.
Sezar'ın kalbine giden yol ise; tabii ki erikmiş.
Günler geçmiş, Sezar'a erik gelmemeye başlamış.
"Bu sene hasat olmadı haşmetlum" demişler. Oysa ki tüm erikleri köylüler yiyormuş.
Roma'da bir ishal salgını başlamış. Sezar bir bit yeniği olduğunu anlamış.
Brütüs'ün de bu entrika içinde olduğundan şüpheleniyormuş. O yüzden havanın rüzgarlı olduğu bir gün Brütüs'le tam cereyanda oturmaya başlamışlar. Brütüs'ün yüzü kızarmaya bozarmaya, soğuk terler akıtmaya başlamış.
Sezar'sa, gözlerini dikmiş Brütüs'e bakıyormuş. Sonunda Brütüs kendini tutamamış, bırakmış gazı. Erik gazı kokusunu her yerde alan Sezar, bu ihanet karşısında dehşete düşmüş ve "Sen de mi Brütüs?" demiş. Brütüs inkar etmeye çalışmış, ama tuvalete koşarken ceplerinden yeşil yeşil erikler yerlere düşmüş. Erikler yerlerde yuvarlanırken Sezar sevinmiş, dur ben bir alayım bunları diye hareketlendiği anda eriklere basmış. Yuvarlanarak düşüp ölmüş.
Erikseviciliği DSM-IV'te yer alan bir hastalıktır.
Lütfen hafife almayınız. Tarihten ders alınız.
Türk eriksevicilerden Irmak Ünal. Yanaklarında zor günler için erik biriktirmesiyle ünlüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder