22 Mayıs 2009

Blog'a reklam aldım ama bir sor neden

Sonda cevaplayacağım bu soruyu.

Ha dur aklıma bir şey deldi bu arada. Vardır ya şöyle tipler, youtube'u açarlar, Dance Dance Revolution oynayıp siyah noktalarını annelerine sıktırırken zilyoner olurlar. Facebook'u keşfederler, minnacık hissesi 1000 Afrikalı ailenin yıllık gelirine eşit olur falan... Bir alet bulurlar, atıyorum kedilerin kabızlık dönemlerinde kıçlarını yalamamaları için sitrik asit ekstreli gliserinli krem, patentini alırlar hemen, bunlar da köşeyi döner.

Biz de kafası ticarete, inovasyona basmayan lowlife'lar olarak "Benim neyim eksik?" diye ağlar dururuz.

Eksiklerimizi sıralıyorum:

-Salak-mal-ebleh-gerzek-beyinsiz-öküz-dumbass olmak:
Bu seçeneklerden birine evet denmekteyse devam etmeme hakkı işbu kişide saklıdır.

-İnisiyatif almamak:
Bunu ben daha önceden düşünmüştüm sendromuna (BBD ÖDS) uzanan uzun ince yolun start çizgisidir.

-Düşünmek ve fikri beğenmemek:
Fikir bulup sonra da "NSKM" tepkisini koyvermek. Bunu yapmamalıyız. Fikirlerimize yeterli değeri vermeliyiz. Ama baktık olmadı, fazla zorlamamalıyız.

-Üşenmek:
Güzel bir fikir bulduktan sonra bunu ancak dost meclislerinde, rakı sofralarında paylaşma hatası. Counter-attack: Bir insan hatırlarım, şarkı yazar yazar, notere giderdi. Virtüöz mü oldu bir nevi; hayır.

-Dolandırılmak:
Kafası inovasyona, ticarete basmayan insan olduğumuza inandıysak ama inovatif bir fikre ulaşabildiysek, hukuki destek almaktan sakınmayalım. Dost meclislerinde paylaşılan fikirler, dostun dostuna, dostun dostunun dostuna ve akabinde dostun dostun dostunun orospu çocuğu dostuna gidebilir.

Tüm bu pitfall'ları bir şekilde atlatabiliyorsak ve becerebiliyorsak milyondolarbeybe olmamamız için pek fazla bahane kalmamış demektir.


Cayhooo... cayhooo...


PS: Ben bloguma reklam alarak köşeyi döneceğimi zannediyorsam, çok yanılıyorumdu. Aldığım reklamlar bile pro-bono olmakla birlikte, günlük 100 hit sayımla azıcık da olsa para kazanacağımı sanıyorsam da çok yanılıyorumdu. AdSense nedir diye bakıp, günlük hit sayısı en az 100.000 olan blog'lara para verilir ibaresini okuduktan sonra bile reklamı kaldırmayıp, iyiniyetimden ötürü ödüllendirilmeyi bekliyorsam, daha da büyük yanılıyorumdu.


Cayhooo... cayhooo...



5 yorum:

bop dedi ki...

hepimiz aslında bir kramer'ız da ondan. bir inovasyon yapmak bir şeyi yoktan varetmek için fark yaratmak gerekir. fark yaratmanında en olası ve basit yolu bunun üstüne emek sarfetmek kafa patlatmak, enerji sarfetmektir. çünkü insanların çoğu için düşünmek emek harcamak yorucudur ve bunu genelde yaparken iki kere düşünürler. sonucunu almaları garanti olmayan birşey için enerji tüketmezler. doğa total enerjiyi minimize etmek ister (Hamilton's principle). işte tam da bu yüzden çoğumuz hiç bir şey yapmadan varlık sahibi olmak isteriz.
özet olarak aklımıza arada bir gelen parlak fikirler ile fark yaratmak hiç olası değildir.

Deniz Coşkun dedi ki...

şimdi öncelikle below the line'dan çok above the line fikirlere ve kişilere seslenmekteyim.

sonralıkla ise; düşünüyorum öyleyse sonralıklayım diyoruz.

Volkan Öge dedi ki...

işler nasıl?
nasıl işler?

vic vega dedi ki...

bir projeyi hayata geçirirken, o iş içi uğraştığını sürede sizi geçindirecek kalıcı bir gelire ihtiyacın var,.. en önemli pitfall bu ihtiyacı override edememek denizim,..

geçen enişte ile konuşurken bir projemden bahsettim, bunu 100.000 dolara satarız ama 50.000 dolarlık adam saati harcarız dedi, şimdi bu işin üzerine sifonu çektim ben,.. dilersen sana anlatayım sen yap?

akay dedi ki...

benim bol bol vaktim var, austosda askere gitmez isem. hem 50.000 dolarlık adam saati de harcamam sanırım :D

e nedir proce?