04 Haziran 2008

Dönüşüm Oyunu


Zamanında Tibetli rahiplerin içsel yolculuklarında kendilerine yol göstermesi için oynadıkları bir oyundan esinlenerek oluşturulmuş Dönüşüm Oyunu - nam-ı diğer the Transformation Game.


Dönüşüm, bir kaç kişi birlikte oynanabilen, ortalama 4-5 saat süren bir masa oyunu. (Board game'i Türkçeye çevirdim ve masa oyunu demiş bulundum, ayıplamamanızı rica ediyorum)

Oyunun başında kendinize bir hedef seçiyorsunuz. (Hayatımda ilerlememi engelleyen kafa karışıklığımdan kurtulmak istiyorum veya yaratıcılığımın önündeki manileri kaldıracağım gibi)

Oyun boyunca zar atarak, kart çekerek, fiziksel, ruhsal, zihinsel gibi alanlarda gelişiyorsunuz, ediyorsunuz. Bu esnada hedefinizi gerçekleştiriyorsunuz, sezgilerinize güveniyorsunuz, ve en önemlisi; bir nevi strateji belirliyorsunuz hayat için. Gerçek hayat için.

Ayrıntıları ben de anlamadım henüz, oyunu evime götürüp, dışındaki naylon tabakayı yırtıp kendimi koyverdiğimde öğrenebileceğim.

Ha bir de, oyunu güvendiğiniz kişilerle oynayın. Birazcık dürüstlük görüverince hemen salaklayan şahsiyetlerden uzak tutun bu gizli yanlarınızı ortaya koyabilecek oyunu. Siz bilirsiniz kime güvenilir, kime güvenilmez. Gülmeniz gereken yerlerde utanıyor olabilirsiniz yanlış kişilerle oynarsanız. Yapmayın. Benim kulağıma da küpe olsun, yapmayayım. (Sanki blog'u da 70 milyon okuyor ak)

Şimdilik okuduklarıma göre diyebilirim ki "oyundan öte bişi buşi".

(Belki de yıllardır sorduğumuz soruların cevaplarını mı alacaktık ne?!?)

(Yoksa D&R'da sadece 45 YTL miydi ne?!?)
Oyunu oynadıktan sonra:
Dün gece oynadık. Bu arada oyun çok kapsamlıydı, 2 saat nasıl oynanır onu okuduk. 3, 3.5 saat sürdü. Oyunun sonunda aldığım cevap asıl büyük sorumun biraz daha daraltılmış bir haliydi. Yani gerçekten "amaca" bir adım daha yaklaştım. Ve şunu anladım ki, şu anda daha spesifik olan sorumla bir daha oynadığımda daha da spesifik bir sonuç çıkarabileceğim. Oyunun enteresan taraflarından biri "şimdi oyunda doğmuş olanlardan birinin takdir ettiğiniz bir özelliği söyleyin" kartıydı. Herkes birbirinin nesini takdir etmiş, hemen hafızaları tazeleyelim: A: Senin bir şeyi istediğinde, kafana koyduğunda onun için deli gibi çabalamanı, vazgeçmemeni takdir ediyorum. (D için) D: Senin sadakatini takdir ediyorum. (C için) C: Senin paylaşımcılığını ve arkadaşlık duygularını takdir ediyorum. (A için) C: Hayatındaki insanlara hakettikleri gibi davranmanı, adaletliliğini takdir ediyorum. (D için) İşte biraz böyle gay (hepi) anlarımız oldu. Ayrıca "verme", "egon ufacık sarsıldığında kasılıp kaldın", "duygusal besleme" ve "yeniden doğum" sonuçları da unutulmaması gereken anlardan. Başta ağız burun kıvıran bizler, oyunun sonunda oyuna inanıyor olduk. "You have to believe in the island"
-------------------------------------------------------------------------------------------
Bir kaç hafta sonra - salim kafayla:
Bok gibi bir oyun. Böyle sanki yoga yapar gibi, ibne gibi puşt gibi.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Dönüşüm kutu oyununu arıyoruz. Oyunu oynamıyor ve satmayı düşünüyorsanız lütfen iletişim kuralım.
gonulhazneci@gmail.com