03 Şubat 2009

Metaforlar içinde boğulan Tomi ve söylenen şeyi doğrudan anlamasını bilen Telva.

Tomi bunalıma sürüklendiğini söylediğinde Telva'ya, Telva'nın buna reaksiyonu tabii ki Tomi'ye sarılıp "Tuttum!" demek olacaktı.

Veya Tomi gördüğü o postere tek kelimeyle hasta olduğunu söylediğinde, Telva hızla adaçayı hazırlayacaktı Tomi'ye.

Tomi izlediği bir filme "Bayıldım" tepkisini verdiğinde, Telva koşarak limon getirecekti buzdolabından.

Tomi yorgunluktan ölüyorum dediğinde Telva hızla CPR (suni tenefüs + kalp masajı) yapacaktı Tomi'ye, ve Tomi'nin aslında çok da sağlıklı ve gayet Telva'yla ritmdaş kalbi hayata veda edecekti.


İletişimin önemi adlı yazıydı bu da. Başta bir takım şirinliğe sebep olabilecek yanlış anlaşılmaların, ilerleyen zamanlarda fatal sonuçları olabilir.

Bu yüzden iletişime önem verelim. Romeolar ve Jülyetler iletişimsizlikten öldü. Bunu da bilelim.

13 yorum:

vic vega dedi ki...

bazen anlamıyorum abi ben seni,..

Deniz Coşkun dedi ki...

Neyimi anlamıyorsun, neden anlamıyorsun?

Ak, David Lynch filmlerini anlıyorsun da beni mi anlamıyorsun?

hadi oradan sayın sinemaseverler.

vic vega dedi ki...

david lynch evde michael bay filmi izleyip çitos yiyor demiştim değil mi? salıyor saçma sapan filmleri üzerimize, evde içi rahat tabi, götürüyor çitos peynirlileri,.. arada da "ayak kokuyor lan bu" diyor içinden,..

Deniz Coşkun dedi ki...

bebeyim, orada bir insanlık mesajı var, neden almıyorsun o mesajı da çitos diyorsun. al o mesajı. al hadi. al. koluna bikezik, kulağına küpe olur. lütfen ya. psikolog titrimi biraz ciddiye alın.

vic vega dedi ki...

ben de sosyolojik olarak yaptım bu yorumu,.. benim sosyolog titrimi ciddiye aldığınız vakit,.. değişir belki her şey,.. o zamana kadar david linç çitos yiycek,..

Deniz Coşkun dedi ki...

Evde var bir tane sosyolog. Nerede sosyolog, orada smug people alert.

vic vega dedi ki...

sosyologlar da çitos yesin.

nergis dedi ki...

romeo juliet çok şık olmuş.

Deniz Coşkun dedi ki...

her şeyi her yere bağlayabilitem var değil mi nergisim? yalnız bu iyi bir özellik mi yoksa kötü bir özellik mi onu bilmiyorum. ingilizce konuşulan ülkelerde bu yaklaşımın "self-righteousness"a giden uzun-ince bir yol olduğunu söylüyorlar ama öyle olmadığımı sen ve ben biliyoruz. aycan da biliyor. aycan çitos ye. fıstıklı ye ama.

armut dedi ki...

Deniz. Çok önemli bir pop kültürü referansını filan kaçırıyorum galiba ama, Tomi kim lan! Tomi yesin çitosu asıl,.. ayak kokuyo bu yaa,..

Deniz Coşkun dedi ki...

Tomi bir karakter. Bak dövücem.

armut dedi ki...

Tomi, akay mi abi? Anlamak istiyorum seni, sırlarina vakıf olmak istiyorum deniz, seni ozumsemek, seni çözmek, her şeyimle senin olmak istiyorum gerektiğinde, anlamak bu kadar zor mu?

Yorumlara moderasyon koymadın diye pişman ettirme komentleri, no:5

Deniz Coşkun dedi ki...

hayır canım değil. şöyle düşün. tomi "jeffrey lebowski" de olabilirdi, no country for old men'deki javier bardem'in karakteri de olabilirdi.

yani karakter yaratıp, ona bir durum çiziyorum. yani burada kendimden bahsetmiyorum. farazi bir durum, bir hikaye, bir çift, bir sorun. bir hayat dersi.

bu karakterlerimde kendi özel hayatımı şeetmek yerine, yepyeni alakasız bir insan yaratıyorum.

karikatür gibi düşün, kıllanan adam. sadece komik değil.