30 Ağustos 2010

Anılarımız bacılarımız


1. Ben stajyerken, bir Türkiye tanıtım konkuru için çeşitli konsolosluklara telefon ediyor, bir takım veriler istiyordum kendilerinden. Türkler açıyordu telefonu, "böyle böyle, bir konkurumuz var, sizden alabileceğimiz bilgisi geldi" filan açıklamaları yapıp, iletişim bilgilerimi verip telefonu kapatıyordum. Neyse hangi konsolosluktu hatırlamıyorum, neticede yabancı birine bağlandım. Meramımı İngilizce gayet tamam bir şekilde anlatmaya başladım. Ta ki "KONKUR" kelimesine gelene kadar. Göt oldum göt. Contest mi demedim, competition mı demedim, bidding mi demedim. Ama sanırım en güzeli "ya tutarsa" mantığıyla ortaya atılmış "KANKÜYR" idi...

2. Benisyo ile Paris'ten Barcelona'ya tren bileti alıyorduk. Direkt ulaşım yoktu. Marsilya'da inip yeni trene binecektik. Marseille'in Marsey gibi okunduğunu biliyor, ama telaffuz etmeye utanacağım kadar kısıtlı Fransızcamla bir Fransıza tere satmanın yakışıksız olacağını düşünüyordum sanırım... Ve sonuçta ağzımdan "Marrrrsiiilll... ya" sözcüğü çıktı. Olayı bir boyut ileriye taşıdık. Port Bou adlı mekana aynı Fransız adam Porbu derken Benisyo ısrarla PORT BÖ deyip durmuştu. Ah şu biz karabıyıklı Türkler...

KONUYLA İLGİLİ EDIT: Çok sevdiğim dostum Farelcan'dan konuyla ilgili bir anı geldi. Kendisi de zamanında loudspeaker kelimesini hatırlamayıp "hoopırlöür" demiş bulunmuş. Hem de Dave Mustaine'e. Dave Mustaine de durur mu, yapıştırmış cevabı: [sessizlik]


Hangimizin bir tren garında artistik kaygılı bir fotoğrafı yok ki...

1 yorum:

vic vega dedi ki...

Okunamayan kelimeler viralimiz için ne kaymaklar varmış meğer. island. aylınd.