29 Mart 2011

John Cage: Form > İçerik




Burada uzun uzun John Cage'in kim olduğundan bahsetmeyeceğim ama biraz sonra yazacaklarım için zemin oluşturabilmesi açısından özetle; John Cage Amerikalı bir besteci, müzik teorisyeni, felsefeci, tasarımcı, şair ve mantar koleksiyoncusu. Savaş sonrası avant-garde'da bayrak taşıyan isimlerden biri kendisi. Fakat biz kendisini en çok müzikal kimliğinden tanıyoruz.

En ünlü eseri olan 4'33", pür sessizlik, biliyor muydunuz?
Sessizliğin de müziğin bir parçası olduğunu söylüyor bay Cage. Adama hak veriyoruz.
Kendisiyle seneler önce yapılmış bir röportajın video'sunu seyrettim trafik sesleri eşliğinde kaydedilmiş; Türkçe özetleyecek olursam;

-Müzik dinlediğimde biri konuşuyor gibi gelir bana. Hislerinden, fikirlerinden, ilişkilerinden konuşur gibi. Ama trafiğin sesini duyduğumda, biri konuşuyor gibi değil, bizzat sesin işbaşında olduğunu düşünürüm, sesin aktivitesini duyarım. Yükselir, düşer, uzar, kısalır. Bundan tamamen memnunum çünkü sesin benimle konuşmasına gerek yok.

Bizler zaman ve mekan arasındaki farkı pek anlamayız. Hangisi başlar, hangisi biter farketmeyiz. Çoğu sanat dalını zaman ve mekan üzerinden değerlendiririz (Ki müzik bir zaman sanatı olarak değerlendirilir). Mesela Marcel Duchamp, müziğin bir "zamansal sanat" değil, "mekansal sanat" olduğunu önerdi farklı olarak.

İnsanlar dinlemekten daha fazla şeyler bekliyor; "içsel dinleme" gibi, ya da "seslerin anlamı" gibi şeyler. Ben müzikten bahsettiğimdeyse, insanların aklına sonunda hiçbir anlamı olmayan sesten bahsettiğim geliyor: İçsel değil, dışsal ses. Bazıları bir şey içsel değilse, işe yaramaz gibi görüyor. Ama ben sesleri seviyorum; oldukları gibi. Olduklarından daha fazla bir şey olmalarına ihtiyacım da yok. Immanuel Kant der ki; "İki şeyin anlamlı olmasına gerek yoktur: Birincisi müzik, ikincisi kahkaha" O kendilerine has derin zevki vermek için başka bir şey olmalarına gerek yok (Adam bu esnada kedisiyle oynuyor "Sen biliyosun bunu dimi? diyerek) Tüm bu deneyimlerden en çok zevk aldığım deneyim; sessizlik deneyimi.

Mozart ve Beethoven dinlediğinizde, hep aynıdır. Ama trafiğin sesi, her zaman farklıdır"



Şu son cümle John Cage'e giriş cümlesi olabilir.


2 yorum:

halouex dedi ki...

bu amca piyanoya hep öyle çekiçle kerpetenle falan dalmamış. pek sevdiğim bir melodi : http://listen.grooveshark.com/#/s/Dream/34LcoM?src=5

Ali dedi ki...

john cage i anlıyorum ya da "anlamıyorum" mu desem =)

Bu videolar da güzel, John Cage in vurgulamak istediği "sessiz" "formsuz" "kendinde" güzellikle ilgili gibi geliyor bana.

http://vimeo.com/8189067
http://vimeo.com/13768695