26 Mart 2009

Madem öldürdün; bari ye.

Kafabozan bir arkadaşımın blog'unda delilik üzerine bir yazısından esinlendim.

Şimdi çok özel bir şey anlatacağım. Böyle hisseden varsa lütfen beri geliniz.

Yemek yeme alışkanlıklarıyla ilgili.
Ben vejeteryan değilim. Keşke olabilsem ama değilim, hayvanları da insanlardan daha çok severim hatta, yani düşünün içim ne kadar parçalanıyor, ona rağmen yiyorum çünkü o tada alıştım, vazgeçmek istemiyorum. Hayvanları düşünmeden yemeye çalışıyorum.

Şimdi bu bir durum. Ama konu bu durum değil.
Asıl konu ŞU;

Bazen, bazı yiyecekler çok küçüktür ya. Onları bir lokmada tüketebilirsin. Mesela üzüm, ya da yumurta, hamsi, çilek, kayısı vesaire.

Bazen aralarında bozukları vardır. Mesela üzüm salkımının içindeki her üzüm taptaze değildir. Çürümeye yüz tutanları boldur.

Benim ise kendime dert edindiğim mevzu şu: Şimdi bu üzümleri yemezsem, bu üzümler hayatta kalan tek amaçları olan "AFİYETLE YENMEK" durumunu gerçekleştiremeden çöpe gidecekler. Düşünsenize, arkadaşları afiyetle yeniyor. O ise hayatın getirdiği birtakım şanssızlık silsilesi yüzünden yenmiyor, beğenilmiyor. Çürümeye bırakılıyor.

İçim parçalanıyor sırf yazarken.

Bir de bir hamsiyi düşünün. Saf saf yüzüyor. Hoop bir file, hamsi ağda. Tabaklarımıza kadarki yolculuğu da zaten ayrı üzücü bir hikaye ama; o hamsi tabağımıza gelmişken, hepsini yemeliyiz bence. Saygıdan. O bizim için canını vermiş, saygımızdan onu yemek zorundayız. Düşünsenize; yavru bir hamsi. Hayatının baharında ölüyor. Ve biz dandik insanlar bir de onu "ay çok doydum" deyip tabağımızda bırakmaya cüret ediyoruz.

Ağlayacağım neredeyse.

Bu ne terbiyesizlik, bu nasıl saygısızlık. Madem öldürdün, bari ye, be. Bari onun için bunu yap.

Mesela minik bir tavuk parçasını bırakmak o kadar koymuyor. Çünkü en azından çoğu yenmiş oluyor. Ama bu hamsi bir birey olarak tabakta zavallı durunca nasıl içim gider. Bir yumurta, daha doğmadan, kaynat. Bir de yeme!!!
Nasıl üzülürüm ona.

Terkedilmiş, ne olduğundan bihaber, hayatının baharında...
Çok ciddiyim, en ufak bir lakayıtlıkla yazmadım bu yazıyı.

Hislerim bunlar. Her gün insanlıktan ve kendimden biraz daha fazla nefret ediyorum.

19 yorum:

berraque dedi ki...

ben katılıyorum , agac çiçek vs keserken koparırken bile böyle . sürekli bi empati hali . seni kesseler hoşuna gider mi? hep dalga geçildim bu sebeple jashd.

PerdeliSahne dedi ki...

Eski bir blogundan ötürü senin bir budala olduğunu düşünmüştüm.. Şimdi ise gittiği mekanlarda tabağında biri birsey bırakmıs mı diye endiseyle bakınan üzgün biri olduğunu anımsadım.. Sütannem tabakta birsey bırakmayın, arkanızdan ağlar derdi bende o günden beri hiçbirsey bırakmadım..yeter ki sen mutlu ol.. (100 kg falan değilim) (off salon kadını çizgimden kaydım) ne zaman intihar etsem ya.. Teknolojidende nefret ediyorum.. İnsanların değerini azaltıyor..
J'ai une idée et il est heureux. J'aime ce type de.

Saygılar

bop dedi ki...

etttttttt!

bop dedi ki...

hatta dur

ğetttttt!

Deniz Coşkun dedi ki...

fair enough. yalnız bende de şöyle oldu, nickname'inin intihar olduğunu görünce üzgün biri olduğunu düşündüm ama bana az önce ne münasebetle girişip söylediğini anlamadığım sözcükleri görünce budala biri olduğunu farkettim.

bop dedi ki...

ulan gerginlik olmuş yaptığım şebeklik boşa gitmiş ya. uff.

Deniz Coşkun dedi ki...

yahu evet.
yalnız haaaastir.
şu an anladım şebekliğini.
et'i bir emir kipi olarak anladım ilk, ama şimdi ğeeed'den bahsettiğini gördüm. nihih. nihah. nuhuhuhahahha.
ET.
Ğğğğeeeeddddt.

bop dedi ki...

yanlız intihar'ın yorumunu silmemeni ayakta alkışlıyorum. Demokrasiyi içine sindirmiş bir insansın. Tebrikler..

PerdeliSahne dedi ki...

Bilinebilir parçaların oluşturduğu, bir bilinemezliktir insan..

Sevgili Bob (Özel isimler büyük harfle başlar,türkçeyi kendimize benzetmeyelim..) Den-hur'un hamsi muhabbetine bayağı içlenmişsin.. (balık türüne girdiğin için olabilir mi..)

Dipnot: Oturup içmediğin adamla, düşman olma..


Bob'un yorumunu silmediğin için şükranlarımı sunarım.. Cevap yazmayın. Meşgulüm.. Ayran içeceğim balıkla.. (en kafa intihar yöntemi).. Hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çicekler nasıl yakalamıstık, saçlarından baharı..

Deniz Coşkun dedi ki...

sus kadın.

PerdeliSahne dedi ki...

Hay hay..

bigbeckenbauer dedi ki...

hahah, bob.
ne ayak ki acaba?

bop dedi ki...

maralcan "you're entering a world of pain!"
"a world of pain" maralcan

heffer dedi ki...

vay anam vay serhat neler dönmüş ya...

boorch dedi ki...

bahse girerim bu açığını abuse ederek seni 150 kilo yapabileceğime inanan 500.000 kişi bulabilirim isimli facebook grubuna selam ederim

Deniz Coşkun dedi ki...

ben de bahse girerim burç blog'unda izleme bölümünü aktif hale getirse onu izleyecek 100.000 kişi bulabilirim adlı facebook grubuna selam ediyorum.

vic vega dedi ki...

peki bitkilerin sinir sistemi yok diye, onları öldür müyor muyuz? ben de bunu ciddi soruyorum, o paketinde çürüyen mantarlar, tek tek birer irey sayılmaz mı? ha _intihar_, yavrum benim be,..

Deniz Coşkun dedi ki...

ehaha, aycan okumadın değil mi yazının tamamını? hamsiyi gördün ve aklında onu tuttun değil mi? bitkiler de var orada şekerim. gerçekten var.

Ali dedi ki...

"...bir de biz dandik insanlar.."
hehhehehehe komik :)